29 Mart 2014 Cumartesi

Özgürüm Özgürsün Özgürüz

Merhaba arkadaşlar gelin bugün beraber elimizde ne var ne yok masaya koyup konuşalım.


     Başbakan Recep Tayyip Erdoğan önce twitter'i kapattırdı ardından youtube'yi kapattırdı.Recep Tayyip Erdoğan Başbakan olabilir ama bizim özgürlüğümüzü nasıl kısıtlayabilir ? Onu o koltuğa otutturanların hayatına nasıl karışabilir ? Kendi kişisel zararı olduğu için twitteri kapattırdı.Ardından suriye toplantısından sızma oldu ve konuşma dışarıya sızdırıldı youtubede yayıldı...

      Başbakan Recep Tayip Erdoğan bizim hayatımıza bizim özgürlüğümüze karışamaz.O değil kimse bizim özgürlüğümüze ve hayatımıza karışamaz ve kısıtlayamaz.Elimizde olanı alamaz.Öncelikle insanın karşısındakine saygısı olmalı.

     Gel gelelim sevgili Başbakanımızın hitap şekline öncelikle şunu söylemek istiyorum ki Türkiye özgür bir ülkedir bağımsızdır kimseye bağlı değildir özgürlüğümüze karışamaz din olarakta özgürüz Türkiye'de sadece müslümanlar yok farklı dinlerde var Başbakanımız Müslümanların Başbakanı değil;Türkiye'nin Başbakanı yani sadece müslümanlara Başbakanlık yapmamalı öncelikle kendisinin bir hitap şekli var mitinglerinde ve diğer konuşmalarında söylediği şey var; Müslüman kardeşim veya Din kardeşim.Öncelikle sen bir Başbakansın kimsenin dini seni ilgilendirmemeli sen Hristiyanların,Müslümanların Türkiyede yaşayan bütün Herkesin Başbakanısın Bunları düşünmen gerek Başbakanım...

Ney Nedir ?

    Merhaba arkadaşlar,Neynedir sitesi blogspot. üzerinden ücretsiz açılmış bir internet sitesidir.Amacımız Neyin ne olduğunu sizlerle paylaşmak sitemiz yeni açıldı nereye kadar yükselicez hit yaparmıyız bunu hiç birimiz bilemeyiz ama azimli ve inançlıyım.

     Bu yolda yanımda olanın yanımdayım karşılıklı reklam,karşılıklı yayın paylaşımı vs yapacak olan arkadaşlar bana ulaşabilirler yardımlarınızı ve desteklerinizi bekliyorum.


Ulaşmak isteyenler için kişiler mail adresim : tatlicadi_1782@hotmail.com

İthalet nedir ?

İthalat nedir?

Herhangi bir malın yurt dışından gümrük sınırlarından geçerek yurtiçine sokulması olayıdır. Yani dış alımithalat
İthalat işlemi, gümrük ve kambiyo rejimine göre malın bedeli ve varsa gümrük vergileri ödenmekle tamamlanır. Bir malın ithalinin tabi olduğu esaslar her yıl ilan edilen ithalat rejimine göre belirlenir. ithal edilebilecek mallar genelde iki kategoriye ayrılabilir: Serbestçe ithal edilebilecek mallar (libere); ithali izne bağlı (lisansa tabi) mallar. Liberasyon listesine dahil mallar, döviz bedelinin ödenmesine ilişkin akreditif açılması ile ithal edilir. İthali izne bağlı mallarda, ithal için ayrıca lisans ve döviz tahsis izni (permi) gereklidir.
İthalat, başlıca akreditifli (mal yola çıkmadan önce bedeli banka tarafından malı gönderenin bankasına havale edilir), vesaik mukabili (malın, sevkine ilişkin belgeler ithalatçının bankasına geldiğinde mal bedeli ödenir), mal mukabili (mal geldiğinde belgeyi çekerek bedelin ödenmesi) şeklinde yapılabilir. Ayrıca yurt dışında çalışan ve gelir elde edenlerin belirli şartlarla bedelin transferi işlemine hacet kalmaksızın ithal eşyası getirebilmelerine bedelsiz ithalat denilmektedir. Nümuneler, reklam ve eşantiyon eşyası da bedelsiz ithalat kapsamındadır. İthalatta, malın ithal fiyatı CIF fiyattır. (Varış yerine kadarki sigorta ve navlun dahil, vapur veya trende teslim fiyatı.)

Sözlükte "ithalat" ne demek?

1. Dışalım.

Göç Nedir ?

Göç nedir?

Göç, dini, iktisadi, siyasi, sosyal ve diğer sebeplerden dolayı insan topluluklarının hayatlarının tamamını veya bir bölümünü geçirmek üzere bir iskan ünitesinden, bir başkasına yerleşmek suretiyle yaptıkları coğrafi yer değiştirme hareketidir. Kişisel nedenlerle yer değiştirmeye ve bu esnada nakledilen eşyaların hepsine de göç denmektedir. Ayrıca kuşların, balıkların ve bazı hayvan türlerinin, belli mevsimlerde dünyanın çeşitli yerlerine gitmeleri de göç adıyla anılırgöç
Bir çok gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi göç bir ülkenin başlıca sorunları arasında yer almaktadır. Bunun temeli ise köy yaşamında makineleşmeye geçilmesi ve sanayileşmenin ülkede daha fazla değer kazanmasıdır. Ayrıca eğitim şartlarının yetersizliği de insanları şehre sürüklemiştir. Sağlık koşullarının köylerde yeterli düzeyde olmaması da göçün başlıca etkenleri arasında yer almaktadır.
Tarih nazariyesine göre, M.Ö. 3000-4000 yıllarında Orta Asya'da yaşayan kavimlerin şiddetli ve uzun süren kuraklık sebebiyle doğuya, kuzeye, batıya ve güneye gitmelerine; Kavimler Göçü denmektedir. Bu göçün siyasi, sosyal ve kültürel neticeleri üzerinde uzun bir süredir durulmaktadır. Aynı bölgede M.S. 6. yüzyıldan itibaren başlayan ve asıl ağırlığı batı istikametinde olan Türk göçleri, 17. yüzyıla kadar devam etmiş; İran, Anadolu ve Balkanlardan geçerek Avrupa ortalarına ulaşmıştır.
Bazı Türk boyları bugünkü İran, Azerbaycan, Hindistan, Irak ve Anadolu'da göç ettiler.
Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında, 1877-78 Osmanlı-Rus savaşları esnasında, Tuna boylarından, Balkanlardan ve Kırım'dan Anadolu'ya yapılan toplu göç, 93 Muhaceratı olarak bilinir. 1950'li yıllarda, Balkan Türklerin, Balkan ülkelerinden (Romanya, Yugoslavya,Bulgaristan) ve Rusya'dan Türkiye'ye toplu göç ettiler.
Afganistan'ın Rusya tarafından işgali ile 2,5 milyon Afganlının başta Pakistan olmak üzere çeşitli İslam ülkelerine göçü, Filistinlilerin İsrail tarafından, göçe mecbur bırakılması, Bulgaristan'da yaşayan Türklerin (1989) vatanlarından çıkarılarak göçe zorlanmaları (1991) olayları da siyasi göçlerin örneklerindendir.
İşsizlik, daha iyi şartlarda yaşama gibi sebeplerle, ülkeler arasında ve bir ülkenin kendi içinde de çeşitli göçler olmaktadır. Bunlar, zamanla çözümü zorlaşan büyük problemler ortaya çıkarmakta ve ülkelerin siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel dengelerini bozmaktadır. Türkiye, köyden şehre büyük oranlara ulaşan göçler sebebiyle bu problemleri en çok yaşayan ve halletmeye çalışan ülkeler arasındadır.
Bir de kıtalararası göçler vardır. Bunun en tipik misali Amerika kıtasına yapılan göçtür. 16. yüzyıldan itibaren bu yeni kıtaya, önce Avrupa milletlerinden başlayan göçler, gittikçe azalmasına rağmen halen devam etmektedir. Önceleri serseri, başı bozuk, kanun kaçağı ve maceraperest Avrupalıların itibar ettikleri bir ülke olan Amerika kıtası, 19. yüzyılın ikinci yarısında, gene bu ülkelerden şiddetli göç dalgalarına sahne oldu. Kıtanın iskan ve imarı tamamlanıp ilmi, teknik ve ticari zenginlikler ortaya çıkınca, bütün milletler için en cazip ülkelerden biri oldu. Bu durum, dünyanın her yerinden ve her seviyede insanların buraya göç etmelerine sebep oldu.

Sarnış Nedir ?

Sözlükte "sarnıç" ne demek?

1. Yağmur suyu biriktirmeye yarayan yeraltı su deposu.
2. Gemilerde bulunan saçtan yapılmış tatlı su deposusarnıç

Cümle içinde kullanımı

Birlikte kalenin sarnıcına kadar yürüdüler.
- R. H. Karay

Sarnıç kelimesinin ingilizcesi

n. cistern, tank
Köken: Arapça

Kader Nedir ?

Kader nedir?

Kader, bütün olayların önceden ve değişmeyecek biçimde düzenlediğine inanılan doğaüstü güç, ezeli takdir. Yazgı veya mukadderat olarak da anılır. Kader kavramı birçok farklı din ve felsefi akımda önemli bir yer tutarkader
Bu makalede yüzeysel olarak belli başlı dinlerin ve felsefi akımların kader görüşü ele alınmıştır. Her hangi bir din veya felsefi akımın kader görüşünün detaylı açıklaması için o din veya felsefi akımın makalesine bakınız.

İslam dininde kader

İslam dininde, kader, ezelden ebede kadar hayır ve şer (iyi ve kötü) meydana gelecek bütün hadiselerin (olaylar) Allah katında malum olmasıdır.
Ehli sünnet itikadına göre kadere inanmak imanın şartlarındandır ve amentünün bir parçasıdır. Buna göre İslam anlayışındaki kadere inanmayan kişi İslam'dan çıkmış olur.

Sanatkar Nedir ?

Sözlükte "sanatkar" ne demek?
1. Sanatçı.
2. El ile yaptığı işi kendine meslek edinen (işçi ya da usta).
3. Bir işi ustalıkla yapan, usta, mahirsanatkarSanatkar kelimesinin ingilizcesi
n. artist, craftsman, artificer
Köken: Arapça

Somun ekmeği Nedir ?

Somun ekmeği, bir çeşit tava ekmeğidir. Altı düz, üstü kabarıktır. Tam daire şeklinde olduğu gibi, söğüt yaprağı biçiminde dar, uzun şekilli yapılanı da vardır. Çoğunlukla fırınlarda yapılan dar uzun biçimli olandır.
Somunun gramajını (ağırlığını) ve fiyatını belediyeler tespit eder. Somunlar, büyük ve küçük olmak üzere iki çeşittir. Yüksek randımanlı undan, francala şeklinde yapılanı da vardır.

İnsan Hakları Nedir ?

İnsan hakları nedir?

İnsan hakları, tüm insanların sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere denir. İnsan hakları, ırkdindil ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği haklardır. Bu hakları kullanmakta herkes eşittir. Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu terimi kullananlar, bu alanda olanı değil, olması gerekeni dile getirirlerinsan hakları
İnsan hakları, tüm insanların hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak doğduğu anlayışına dayanır. İnsan hakları, her bir bireye bağımsız seçim yapma ve yeteneklerini geliştirme özgürlüğü sağlar. Bu özgürlükler başkalarının haklarına saygılı olmak ve bu hakları çiğnememe zorunluluğu ile dengelenmektedir. Bir başka deyişle, birçok hakkın yanında birsorumluluk da bulunmaktadır.

Tarihçesi

İnsan haklarının tarihi binlerce yılı kapsamaktadır ve kaydedilmiş tarih içinde dinsel, kültürel, felsefi ve yasal anlamda gelişmeler göstermiştir. Bir çok antik belge, dinler ve felsefe insan haklarıyla ilişkilendirilebilecek çok çeşitli kavramı içermektedir.
Bunlar arasında en çok dikkate değer olanlar; Pers İmparatoru Büyük Kiros tarafından Yeni Babil İmparatorluğunu fethetmesinden sonra üzerinde niyetlerini yazılı olarak açıkladığı M.Ö. 539 tarihli Kiros Silindiri, Hintli Büyük Asoka’nın M.Ö. 272 - M.Ö. 231 arasında yazılan Asoka Fermanları ve 622’de, Müslümanları, Yahudileri ve Paganları da içine alacak şekilde Yathrib şehrinin (daha sonraki ismi Medine) önde gelen aşiret ve aileleri arasında resmi bir antlaşma olarak Muhammed bin Abdullah tarafından hazırlanan Medine Sözleşmesidir.
1215 tarihli Magna Carta’nın İngiliz hukuk tarihi için ayrı bir önemi olduğu kadar günümüzde uluslararası hukuk ve anayasa hukuku için de önemi büyüktür.
Modern insan hakları hukukunun büyük bir kısmının ve insan haklarının en modern yorumlarının görece yakın tarihte izleri sürülebilir. 1689 tarihli İngiliz Yurttaş Hakları Beyannamesi (veya “İnsanların Hak ve Özgürlüklerini ve Kraliyetin Halefliğinin Düzenlenmesini beyan eden Kanun”) Birleşik Krallık'ta (İngiltere'de) baskıcı hükümet uygulamalarını yasadışı saymıştır. 18. yüzyılda iki büyük devrim meydana geldi; 1776'da ABD'de ve 1789'da Fransa'da: Bunlar ciddi hak kazanımları sağlayan iki sonucun elde edilmesini neden oldu, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve Fransız Hoca İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi. Ek olarak 1776'daki Virginia Haklar Beyannamesi bir dizi temel hak ve özgürlükleri sağlamıştır.
Bunları 18. ve 19. yüzyıllarda Thomas Paine, John Stuart Mill ve Hegel gibi düşünürler tarafından insan hakları felsefesinde gerçekleştirilen ile ilerlemeler takip etmiştir. İnsan hakları terimi büyük olasılıkla Paine'in İnsan'ın Hakları isimli eseri ve William Lloyd Garrison'ın 1831'de The Liberator'de çıkan ve "okuyucularına insan haklarının esas nedenini yazmaya çalıştığını" anlattığı yazıları yayınlandığı dönemde kullanılmaya başlandı.
Birçok grup ve hareket insan hakları adına 20. yüzyılda çok büyük toplumsal değişimleri gerçekleştirdiler. Batı Avrupa'da ve Kuzey Amerika'da, sendikalar çalışanların greve gitme hakkını garanti altına alan, asgari çalışma koşullarının oluşturulmasını sağlayan, çocuk işçilerin çalışmalarını düzenleyen veya çalıştırılmalarını yasaklayan yasaların çıkarılmasını sağladılar. Kadın hakları hareketi kadının oy verme hakkını kazanmasında başarılı oldu.
Ulusal bağımsızlık hareketleri sömürgeci güçleri ülkelerinden çıkarttılar. En etkileyici bağımsızlık hareketlerinden birisi Hindistan'ı İngiltere'nin sömürgesi olmaktan çıkaran Mahatma Gandhi'nin hareketidir. Dünyanın bir çok yerinde uzun süreli ırkçı ve dini baskı altındaki azınlıkların hareketleri başarılı oldu; ABD'de de sivil haklar hareketi ve daha yakın zamanlarda çeşitli kimlik politikaları hareketlerinde olduğu gibi. Uluslararası Kızıl Haç Komitesi'nin kurulması, 1864 Lieber Sözü ve gene 1864'teki ilk Cenevre Sözleşmeleri iki Dünya savaşından sonra daha da geliştirilecek olan Uluslararası İnsaniyet Yasasının temellerini atmıştır.
Dünya Savaşları, inanılmaz boyuttaki insan kayıpları ve büyük insan hakları ihlalleri modern insan hakları belgelerinin gelişiminin arkasındaki itici güç olmuştur. Milletler Cemiyeti, I. Dünya Savaşı'nı takiben 1919'da yapılan Versailles Barış Antlaşması'nda yapılan görüşmelerde kuruldu. Cemiyet'in hedefleri şunlardı;silahsızlanma, ortak güvenlik çerçevesinde savaşı önleme, diplomasi ve görüşmeler yoluyla ülkeler arası anlaşmazlıklara çözüm bulmak ve küresel refahı artırmak. Daha sonra Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nde yer alacak olan hakların çoğunu savunma kararlılığı da kuruluş amaçlarında vardı. 1945'teki Yalta Konferansıda Müttefik Güçler Cemiyet'in rolünü oynamak üzere yeni bir yapı kurma kararı aldılar.Bu yapı Birleşmiş Milletler olacaktı. bm kuruluşundan bugüne kadar uluslararası insan hakları hukukunun uygulanmasında önemli bir rol oynamıştır.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi

Erkek, kadın ve çocukların temel insan hak ve özgürlüklerinin belirlendiği İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (The Universal Declaration of Human Rights) 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından benimsenmiştir. Bu bildirge birçok ulusal ve uluslararası yasanın temelini oluşturur.

İnsan hakları konusunda çalışan uluslararası sivil toplum örgütleri

1- Uluslararası AF Örgütü (Amnesty International)
2- Uluslararası Hukukçular Komisyonu (International Commission of Jurists)
3- Uluslararası PEN Kulubü (Poets, Essayist, Novelists)
4- Uluslararası Kızılhaç Komitesi (International Committee of the Red Cross)
5- İnsan Hakları İçin Uluslararası Birlik (International League of the Rights of Man)

Fps Nedir ?

Fps "frame per second" yani bir saniyede kaydedilen ya da gösterilen kare sayısıdır. Makinelerin video özelliklerinin bir saniyede yakaladıkları kare sayısı 25 fps ise bir saniyede 25 kare yakalıyor demektir. Bu ayarla bir kamerada, fotoğraf makinasında ya da video capture yazılımlarında rastlayabilirsiniz. Bir saniyede yakalanan kare sayısı ne kadar yüksek ise görüntü o kadar kaliteli akacaktır. Çünkü 1 saniyede size gösterilen resim sayısı ne kadar yüksek olursa videonun akışı o oranda yüksek olur.

Fake Nedir ?

Fake atmak nedir?

Fake; Fake sahte şey, uydurma, sahtekar vb... gibi anlamlara gelmektedir.
Fake atmak; Karşısındaki kişiyi aldatmak, numara yapmak anlamına gelmektedir.
Fake atmak deyimi en çok basketbol'da kullanılır. Basketbolda topu çembere atıcakmış gibi yapıp karşısındaki kişiyi aldatma eylemine denir.

Fake atmak deyiminin cümle içerisinde kullanımı

Ahmet basketbol oynarken nasıl fake attı sana gözlerime inanamadım.


Epilepsi Nedir ?

Sözlükte "epilepsi" ne demek?

Sara hastalığı. (Bkz. Sara)
Genellikle şuur kaybı ile birlikte olan ve nöbetlerle giden bir sinir sistemi hastalığı. Bir sara nöbeti beyin foksiyonunda kısa süreli bir bozukluk olarak tariflenebilir. Bir grup beyin hücresi ani olarak elektrik deşarjı göstermekte ve nöbet ortaya çıkmaktadır. Nöbeti başlatan asıl sebebin sinir hücreleri arası akım geçişiyle vazifeli maddelerarası dengesizlik olduğu sanılmaktadır.

Teşhis

Kesin teşhis, nöbetin görülmesiyle konur. Ancak bu pek mümkün olmaz. Nöbetin tarifi yardımcı olabilir. Beyin elektrosu (elektro ensefalografi) teşhis koydurursa da bazen nöbetler arasında normal olabilir.
Teşhisten sonra sebebin ne olduğu önemlidir. Genç erişkinlerde aniden başlayanları genellikle beyin tümörüne bağlıdır. Yaşlılarda ise beyin damarları hastalığıyla alakalıdır. Ayırım için kafa filmleri ve bilgisayarlı tomografi gibi tetkikler yapılır.

Tedavi

Sosyal, psikolojik tedavi ve ilaçlarla yapılır. Çocuksa okula devam etmelidir. Erişkinler ağır işlerde çalışmaktan kaçınmalıdır. Adli açıdan hastalar araç kullanamaz. Nöbeti teşvik eden faktörlere (mesela bir kısmında televizyon seyretmek, bir kısmında ruhi sıkıntılar tetikleyebilir) dikkat etmelidir. Nöbet sırasında hasta yaralanmaktan korunmalı ve genel olarak ateşli, keskin, sivri ve sert cisimlerden uzak tutulmalıdır.

Epilepsi kelimesinin ingilizcesi

n. epilepsy, falling sickness

28 Mart 2014 Cuma

Havale Nedir ?

Havale Nedir?
Havale işlemleri genel olarak hesaplar arası para gönderme işlemi olarak bilinir. EFT’de olduğu gibi farklı bir bankaya havale işlemi gerçekleştiremezsiniz.Havale işlemleri mektup, bilgisayar, banka yolu ile gerçekleştirilebilir. Havale işleminin gerçekleşmesi için hesap sahibinin onayı gereklidir bu onay bankaya ulaştığı andan itibaren işlem başlar. Havale tutarı bankadan bankaya göre farklılık göstermektedir. EFT’de olduğu gibi bu işlem çok kolay değildir sizden istenilen bilgiler daha fazla ve daha zaman alıcı işlemlerdir.

Vali Nedir ?



Vali Nedir


Vali bulunduğu ilin genel idaresini sağlayan ve gidişatını denetleyen yetkilidir. Vali bulunduğu ilin en yetkili insanıdır. Vali bulunduğu ilin güvenliğini sağlayacak her türlü imkanı sağlamakla mükelleftir ve ayrıca resmi törenlerde de başkanlık yapmaktadır. 

Vali, ilde hem genel idarenin başı, hem de il özel idaresinin yürütme organıdır. Merkez tarafından atanan vali, il özelidaresinin başında bulunduğundan bu mahalli idareninmerkezden bağımsızlığı, özerkliği azalmaktadır. 

Özel İdarenin yürütme organı olarak vali, meclisin ve encümenin aldığı kararları yürütür. Genel meclise sunulacak olan bütçe ve çalışma programlarını hazırlar. Her iki organın, yani genel meclis ve encümenin gündemini düzenleyen Vali, il özel idaresi tüzel kişiliğini temsil etmektedir.

Kaymakam Nedir ?

KAYMAKAM KİMDİR?


      Kaymakam adaylığı Mülki İdare Amirliği Hizmetleri sınıfının ilk kademesini teşkil eder. Kaymakam ilçede hükümetin temsilcisi sıfatıyla genel idarenin başıdır. Bu yüzden ilde vali, ilçede kaymakam yanlızca İçişleri Bakanlığının değil tüm bakanlıkların görevlerinin ilde ve ilçede üstlenmişlerdir. Bu açıdan vali ve kaymakamın sorumluluk ve yetki alanı çok geniştir.
      İlçenin genel idaresinden kaymakam sorumludur. Bakanlıkların kuruluş kanunlarına ilçede lüzumu kadar teşkilatı bulunur. Bu teşkilat kaymakamın emri altındadır. Bu nedenle, ilçenin en büyük mülki amiri olan kaymakam memurlarının hizmetin daha etkin ve verimli yürütülmesi, vatandaşların memura daha çok ulaşımının sağlanması ve kamu binalarının güvenliğinin sağlanması için çalışır.


  
KAYMAKAMIN GÖREV ve YETKİLERİ



A) Kaymakam, kanun, tüzük yönetmelik ve Hükümet kararlarının neşir ve ilanını, uygulanmasını sağlar ve bunların verdiği yetkileri kullanır ve ödevleri yerine getirir. Kaymakam, valinin talimat ve emirlerini yürütmekle ödevlidir;

B) Valiler, ilçeye ait bütün işleri doğrudan doğruya kaymakama yazarlar. Kaymakamlar da ilçenin işleri hakkında bağlı bulundukları valilerle muhaberede bulunurlar. Ancak olağanüstü hallerde kaymakamlar İçişleri Bakanlığı ve diğer Bakanlıklarla muhabere edebilirler ve bu muhaberelerden valiye bilgi verirler;

C) Kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararları ve bunlara dayanılarak valiler tarafından verilecek talimat ve emirler ilçe idare, şube başkanlarına kaymakamlar yolu ile tebliğ olunur;

Ç) Kaymakamlar, dördüncü maddenin son fıkrasında belirtilen daire ve müesseseler dışında kalan bütün Devlet daire ve müessese ve işletmelerini ve özel işyerlerini, özel idare, belediye ve köy idareleriyle bunlara bağlı tekmil müesseseleri denetler ve teftiş ederler. Bu teftiş ve denetlemeyi bizzat veya idare şube başkanları veya validen talep edeceği Bakanlık veya tüzelkişiliği haiz genel müdürlük müfettişleri vasıtasiyle ortaokul veya bu dereceli öğretim müesseselerini de bizzat veya ilgili müfettişleri marifetiyle denetler;

D) Kaymakam, denetlemesi sırasında iş başında kalmalarında mahzur gördüğü ilçe idare şube başkanlarını valinin muvafakatiyle, diğer memur ve müstahdemleri re'sen sorumluluğu altında işten el çektirebilir.

E) Kaymakam, ilçenin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur;

F) Kaymakam, ilçede teşkilatı ve görevli memuru bulunmıyan işlerin yürütülmesini, bu işlerin görülmesiyle yakın ilgisi bulunan herhangi bir idare veya daire başkanlığından isteyebilir. Bu suretle verilen işlerin yapılması mecburidir;

G) Kaymakam, ilçedeki idare, daire ve müesseselerde çalışan uzman veya fen kollarına dahil memur ve müstahdemlerden ilçenin genel ve mahalli hizmetlerine ilişkin işlerin görülmesini asli vazifelerine halel getirmemek şartiyle valiliğe teklif suretiyle istiyebilir. Valilikten alınacak emir üzerine bu memurlar verilen işleri yapmakla ödevlidirler;

H) Kaymakam, ilçe memurlarının çalışmalarını ve teşkilatın işlemesini gözetim ve denetimi altında bulundurur.

Zeus heykeli nedir ?

Zeus heykeli nedir?

Zeus heykeli; Helen uygarlığı Baş tanrısı Zeus için Mö 450 yılında Olimpos'ta yapılmış heykele verilen isimdir.
Zeus Heykelinden kalanlar, Atina’nın 150 km kadar batısındaki antik Olympia kentinde, ilk olimpiyatların yapıldığı yerde bulunmaktadır.
Zeus Heykeli, dünya'nın 7 harikası arasında sayılmaktadır.

Zeus heykelini kim yapmıştır?

Zeus heykelini, Atina'daki Parthenon Tapınağı için Athena heykelini yapan Phidias adlı ünlü heykeltraş yapmıştır.

Zeus heykeli nasıl yapılmıştır?

Tahta iskelet üzerine altın ve fildişi metal parçaların yerleştirilmesiyle yapılmıştır.

Zeus heykelinin özellikleri

1. Heyke oturur vaziyette tasvir edilmiştir.
2. Heykel 12 m yüksekliğindedir.
3. Sağ elinde zafer tanrıçası Nike'ı tutmaktadır.
4. Sol elindeyse üzerinde çeşitli metallerden kakmalar olan ve üzerinde kartal olan bir hükümdar asası vardır.
5. Zeus heykelinin tahtında Altın, abanoz, fildişinden yapılmış olan ve değerli taşlardan kakmalar bulunmaktadır.
6. Tahtın üzerinde Yunan tanrılarının ve sfenks gibi mistik hayvanların figürleri yer almaktadır.
7. Heykelin derisi fildişinden, sakalı, saçları ve elbisesi altındandır.
8. Heykelin oturtulduğu taban 6.5 m genişliğinde ve 1 m yüksekliğindedir.

Zeus heykelinin yok oluşu

Olimpiyat oyunları 391 yılında Theodosius I tarafından putperestlik olarak suçlanıp sona erdirilince, Zeus Tapınağı da kapatıldı. Dünyanın yedi harikası arasında saylan heykel, zengin Yunanlılar tarafından, yeni kurulan ve o zamanki adıyla Constantinople denen İstanbul'a taşınmıştır ve orada 462 yılındaki büyük yangında yok olmuştur.

Zeus heykelinden geride kalan parçalar

Olimpos'ta 1829'da Fransızlar tarafından burada bulunan heykele ait bazı parçalar Paris'te Louvre Müzesi'nde sergilenmektedir.

Zumba Nedir ?

Zumba nedir?

Dans; Müzik temposuna uyularak yapılan ve estetik değer taşıyan düzenli vücut hareketlerine verilen isimdir.
Zumba; Latin müziği eşliğinde yapılan  bir dans fitness programının adıdır.
Zumba, dans ve aerobik figurlerini içerir. Farklı yaş ve kondisyon seviyelerine göre farklı tip Zumba programları bulunmaktadır.

Zumba ne zaman, nerede ve kim tarafından ortaya çıkartılmıştır?

1990 yıllarda Kolombiya'da dansçı ve koreograf Alberto Beto Perez tarafından ortaya çıkartılmıştır.

Zumba kareografisininde hangi hareketler bulunur?

1. Hip-hop
2. Samba
3. Salsa
4. Merenge
5. Mambo
6. Savaş sanatları
7. Squat
8. Lunge

Zumba'nın insan'a faydaları

1. Hem eğlenir hem spor yaparsınız.
2. İnsanın ritm duygularını geliştirir.
3. Kalori yakmaya yardımcı olur.
4. Zayıfllamaya imkan sağlar.
5. Sağlıklı bir yaşam sunar.

Zumba'nın tarihçesi

1986'da, Perez, eğitmenliğini yaptığı aerobik sınıfında kullandığı aerobik müzikleri kasetini unuttuğu için arabasındaki, geleneksel salsa ve merenge müziklerinden oluşan kasetleri alır ve aerobik için geleneksel olmayan bu müziklerle doğaçlama bir ders yapar. Öncelikle Kolombiya 'da başarı yakalayan bu tarzı, daha sonra Amerika 'ya taşır. Burada, Alberto Perlman ve çocukluk arkadaşı Coo Alberto Aghion ile bir araya gelir ve bu üçlü, demo reel demosunu ortaya çıkarır. Bu demo sonrasında bu konsept, Fitness Quest adlı şirket tarafından lisanslanır ve doğrudan pazar kampanyalarına ve bir dizi ev videosuüretimine geçilir.

Zumba türleri

1. Zumbatomic
2. Zumba Gold
3. Zumba Toning
4. Aqua Zumba

Zumbatomic

Çocuklar için geliştirilmiş zumba programıdır.

Zumba gold

İleri yaştaki kişiler için hazırlanmış zumba programıdır.

Zumba toning

Kaslarını yoğun olarak çalıştırmak isteyenler için hazırlanmış zumba programıdır.

Aqua zumba

Suda spor yapmayı sevenler için hazırlanmış zumba programıdır.

Zumba egzersizleri

Zumba egzersizleri hızlı ve yavaş ritmli müziklerle direnç çalışmalarından oluşur. Bu müzikler de cumbia, salsa, merengue, mambo, flamenko, Ça-Ça-Ça, reggaeton, soca, samba, oryantal dans, bhangra,hip hop, axé music ve tango dans stillerinde kullanılan müziklerdir.

Zübük Nedir ?

Zübük nedir?

Zübük; Halk arasında kendi çıkarları için her yolu mübah sayan kişi için kullanılan bir deyimdir. Kısaca menfaatçi, çıkarcı anlamlarında kullanılırzübük
Zübük isminde bir kitap, bir sinema filmi ve tiyatro oyunları bulunmaktadır.

Zübük kelimesi nereden gelmektedir?

Zübük kelimesi, Zeybek sözcüğünden ses benzeşimiyle, Aziz Nesin tarafından yaratılmış bir sözcüktür.

Zübük isimli kitap

Zübük isimli kitap Aziz Nesin tarafından yazılarak 1961 tarihinde basılmıştır. 280 sayfalık roman türünde olan bu eserde  Türkiye'de siyasetin ve siyasetçilerin yükseliş öyküleri yoğun bir karamizah diliyle anlatılmıştır.

Zübük isimli kitabın konusu

Zübükzade İbram'ın halkı kandırmasına rağmen önce belediye başkanı, sonra milletvekili seçilmesi, hiçbir vaadini tutmamasına karşın desteklenen adam olması kitabın konusudur.

Zübük isimli film

Aziz Nesinin Zübük isimli kitabından sinemaya uyarlanmış yönetmenliğini Kartal Tibet'in, senaristliğini Atıf Yılmaz'ın yaptığı 1980 yapımı filmin adıdır. Filmde Türkiye siyasi yapısındaki çarpık karakterler anlatılmaktadır. Filmde Zübükzade rolünü Kemal Sunal oynamıştır. Filmin çekimleri Kırklareli'nin Vize ilçesi ile Ankara ve İstanbul'da gerçekleştirilmiştir.
Film toplam 89 dakikadır. Filmin görüntü yönetmenliğini "Çetin Gürtop", Kurgusunu ise "Mevlüt Ekinci" yapmıştır.


Çeşme Nedir ?

Çeşme nedir?

Kaynaktan çıkan suyun bir depoda toplanarak veya kaynaktan borularla getirilerek akıtılan suyun toplandığı lüleli veya musluklu bir hazne şeklinde taştan, mermerden veya herhangi bir malzemeden yapılmış umumi su alma yeri. Farsça bir kelime olup çeşm sözünden gelmektedir. Bu söz Türkçede göz'e karşılık olup, "su kaynağı" manasındadır. Türkçede suyun kaynağına göze veya göz dendiği gibi Farsçada da çeşme denmektedirçeşme
Çeşmeler ya bağımsız olarak ortada veya herhangi bir mimari esere bitişik olarak yapılırlar. Bunlarda bir su deposu bulunur ve bu deponun duvarına lüle veya burma musluk konularak su alınır. Çeşmeler lüleli veya açık kalabilen musluklu ise suları devamlı akar. Açılıp kapanabilen burmalı musluklu ise istenildiği zaman açmakla su akar. Çeşmelerin musluklarından akan suların döküleceği yerde mermerden, çiniden veya diğer malzemelerden yapılan çukur kısma tekne veya oluk denir.
Her milletin kendi kültürüne uygun olarak çeşmeleri görülür. Ama özellikle Türk mimarisinde çeşmeler önemli bir yer tutar.
Sözlükte "çeşme" ne demek?
1. Çoğunlukla herkesin yararlanması için yapılan, borularla getirilen suyun bir oluktan ya da musluktan aktığı, yalaklı su haznesi ya da yapısı.

Cümle içinde kullanımı

Küçükken ayaklarında takunyalarla çeşme başında oynamışlar.
- R. N. Güntekin
Sol yanımdaki yaradan kanım çeşme gibi akıyor.
- Y. K. Karaosmanoğlu

Çeşme kelimesinin ingilizcesi

n. tap, fountain, drinking fountain, well
Köken: Farsça


Kara Kalem nedir ?

Karakalem çizimkurşunkömürgrafit gibi çizim araçları ile çizilen resim. Pek çoğu doğada bulunan, geniş malzeme yelpazesi nedeniyle en eski sanat dallarından biridir.
Görsel sanatlarda eğitim ve esere başlamak karakalem tasarım çalışmaları ile olur. Bununla birlikte Karakalem, başlı başına da bir sanat dalı olagelmiştir. Farklı renkler yerine aynı rengin farklı tonlarıyla resme boyut verilir. Manzara, iç mekan, natürmort ve soyut çalışmalar karakalem ile yapılabilse de çoğunlukla portre çiziminde kullanılır. Portrede karakalem, yağlı boya gibi sanatsal ve ticari değerini korumaktadır.
Türlü sanat görüşlerine rağmen karakalem realizm (gerçekçilik) olgusunun en kalıcı tekniğidir.[kaynak belirtilmeli] Ressamların değişken tarzları olmasına rağmen en belirgin üsluplar; tarama, karalama ve tonlamadır. Sanatçıların dünyasında füzen kalem hariç parmakla deseni ezmek hoş karşılanmamaktadır

Orman nedir ?

Orman Nedir ?
Orman Nedir?
Orman; ağaçlarla birlikte diğer bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar gibi canlı varlıklarla toprak hava, su , ışık ve sıcaklık gibi fiziksel çevre faktörlerinin birlikte oluşturdukları karşılıklı ilişkiler dokusunu simgeleyen bir ekosistemdir.

Orman; beş metreden daha boylu orman ağaçlarının baskın olduğu ve birbirlerini etkileyecek sıklıkta bulunduğu, kendine özgü iklim ve toprak koşulları oluşturduğu bir yaşam birliğidir.

Orman; bitki köklerinin etkileyebildiği 1-2 metre toprak derinliğinden ağaçların birkaç metre yukarısına kadar uzanan ve en az bir hektar alan kaplayan bir varlıktır...

Ormanı oluşturan sonsuz sayıdaki tüm madde ve olaylar birbirleriyle karşılıklı ilişki ve etkileşim halindedirler. Bu haliyle orman, çok sayıda bitki ve hayvan populasyonlarından oluşan bir yaşama ortaklığı, bir yaşam birliği, bir ekosistem ve hatta büyük bir canlı organizma olarak tanımlanmaktadır.

Ormanın baskın elemanı ağaçlardır... Bu nedenle orman, ancak orman ağaçlarının toplu halde yaşayabildiği bir ortamda kurulabilir.

Çeşitli Orman Tanımları 
Ele alış biçimi ve ele alan kişinin amacına göre Orman kavramının farklı tanımları ile karşılaşılmaktadır. Bir şairin, yazarın ve ressamın Orman anlayışı ile, geçimini ormandan sağlayan kırsal kesim halkının ormana bakış açıları birbirinden çok farklıdır. Büyük metropolde yaşayan insan gözünde Orman; temiz hava, kaliteli içme suyu ve türlü rekreaktif etkinliklerin yapılabildiği doğa parçası iken, ormancılık, arıcılık ve hayvancılık yaparak geçimini sağlayan halk gözünde Orman; hayatını idame ettirebileceği iş ve çalışma ortamıdır.

Ormancılığın değişik bilim dalları da uğraş alanlarına ve bakış açılarına göre ormanı farklı şekilde tanımlamaktadır. 

Hukukçu gözünde orman:
"Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları, yerleriyle birlikte orman sayılır." Ancak; sazlıklar, step bitkileriyle örtülü yerler, dikenlikler, parkıar, şehir koruluklan, mezarlıklar, yüzölçümü 3 hektardan az olan sahipli arazi üzerindeki ağaçlık alanlar orman tanımı içine girmemektedir (6831 Sayılı Orman Kanunu Madde 1.)

Orman ürün ve hizmetlerinin oluşumunu inceleyen ve bu kaynakların miktarını arttırmayı amaç edinen 
Orman Hasılat Bilgisi yönünden Orman;
Baskın elemanı ağaç ve ağaççıklardan oluşan otsu ve odunsu bitkilerin diğer mikro ve makro organizmalarla birlikte meydana getirdiği bir yaşam birliğidir.

Çeşitli ormancılık disiplinlerinin kendi yönlerinden yaptığı tanımların ortak özelliklerine dayanarak ormanı;


"Belirli yetişme ortamlarında var olan ve gelişen, ana elemanı ağaç ve ağaççık olmak üzere, diğer bitkisel, hayvansal ve mineral elemanlardan oluşan, bu elemanlar arasında karşılıklı etkileri ve kendine özgü yaşam birliği olan bir doğa varlığı, topluma orman ürünleri ile diğer foknsiyon ve hizmetler sağlayan ulusal bir servet.."

biçiminde tanımlayabiliriz.

Saat Nedir ?

Saat nedir?

Zaman gösteren mekanik veya elektronik cihaz. Bu cihazın çalışmasını muntazam aralıklarla sayma yapan bir mekanizma sağlar. Mekanik, elektromekanik veya elektronik olsun bütün saatlerin çalışması, prensip olarak sayı sayan bu mekanizma ile olursaat
Mekanik bir saat; seri halde dişli çarklar, pinyon dişliler, zemberek veya ağırlık, eşapman, sarkaç veya denge ağırlığı, kadran, akrep, yelkovan gibi parçalardan meydana gelir. Elektrikli saatlerde zembereğin görevini bobin veya motor yüklenir. Elektronik saatlerde hareketli hiçbir parça olmayıp, zaman, ekranda görülür Otomatik kol saatlerinde ise saat içine yerleştirilen eksantrik bir rotor ağırlık, kolun hareket etmesiyle ileri geri dönerken saat dişlilerini çeviren yayı kendiliğinden kurar.
Saatler, çalışma prensiplerine ve yapılarına göre çeşitlidir: Genel olarak kurma mekanizması ağırlıklı, sarkaçlı ve zemberekli mekanik saatler; elektrikli saatler; elektronik saatler olarak üç sınıftır. Tarihi: Yapılan araştırmalara göre saatin ilk ortaya çıktığı yer, M.Ö. 4000 senelerinde Mısır’dır. İlk saat güneşin dik duran bir cisimde meydana getirdiği gölgenin boyu esas alınarak yapılmıştır. Londra’daki müzede Kleopatra’nın bu şekilde bir saati sergilenmektedir. Güneş saati, gece iş görmediği için bunun yanında su veya kum saatleri de yapılmıştır. Kum saati, iki hazneli olup, iki hazneyi birleştiren ince delikten kum akış hızı prensip alınmıştır.
Zaman birimi güneşin ve ayın hareketlerine göre seçilmiştir. Zamanın hassas birimlerle ifadesi, günün belli zamanlarında yapılan ibadetler sebebiyle zaman zaman geliştirilmiştir. İslamiyetin yayılmasıyla astronomide çok ileri giden İslam alimleri, bugünkü zaman birimlerinin temelini atmışlar ve çok çeşitli hassas saatler yapmışlardır. Beşinci Abbasi halifesi Harünü Reşid’in Fransa Kralı I. Şarl’a gönderdiği duvar saati o günkü İslam Devletinin medeniyet seviyesini göstermesi bakımından ilgi çekicidir. Avrupalılar saatin, kendi kendine işlediğini görünce içinde şeytan var, diyerek hayretlerini
gizleyememişlerdi.
On altıncı yüzyıllarda Çin, İran, bilhassa Osmanlılarda çarklı madeni saat yapımı çok ilerledi. Osmanlı sanatkarlarının yaptığı saatlerden bir kısmı hala Avrupa müzelerinde saklanmaktadır.
Duvar saati olarak yapılmaya başlanan zaman göstergesi daha sonra masa ve cepte, kolda taşınabilir saatler şeklinde de yapılmıştır. Çark ve yay gibi mekanik yapıya sahip klasik saatler elektronik sanayiinin ilerlemesiyle yerini elektrikli, elektronik devreli saatlere bırakmaya başlamıştır. Bilgisayarların, elektromanyetik kod yayınlı muhabere sistemleri ve daha birçok elektronik cihazlar, frekansları sisteme göre değişen saatlerle çalışır.
Mekanik saat: Mekanik saatte, dişlileri çeviren kuvvet, bir ağırlık veya yaydan, zemberekten temin edilir. Zemberek büyük dişli çarkı, bu da pinyon dişliyi çevirir. Pinyon dişlinin şaftı ikinci dişli çarka bağlıdır. İkinci çark yine bir pinyon dişliyi çevirir. Bu şekilde seri halde dişli çark-pinyon düzeni eşapman (kaçırma) çatalına kadar ulaşır. Eşapman çatalı dişlilerin daima ileri dönüşünü ve sarkaç veya balans ağırlığına darbeler halinde hareket vererek eşit aralıklarla salınımını sağlar. Saatin sayma düzeni, eşapman çatalı ve buna bağlı sarkaçtır. Dişlilerin dönüş hızı eşapman çatalının müsaadesine bağlıdır. Eşapman çatalının salınım süresini ise sarkaç boyu veya balans ağırlık yayının boyu etkiler. Sürtünme kayıplarını azaltmak için, çark şaftlarının iki ucu elmas taşlarla yataklanır. Çarklardan bir kısmının görevi de ses çıkarma düzenini çalıştırmaktır.
Elektrikli saatler: İlk elektrikli saat 1840 senesinde İngiliz saatçı Barwise ve Skoç A. Bain tarafından yapılmıştır. Pille çalışan saatler, İkinci Dünya Savaşı esnasında Almanlar tarafından geliştirildi. İlk elektrikli saatler mekanik yapıya sahipti. Ağırlık veya sarkaçın görevini elektrik akımının doğurduğu manyetik alan yapmaktaydı. 1950 senesinde İsveç’te, saniyede 300 defa titreşen manyetik bobinli çatalın, balans tekerinin yerini alması ile sürtünme kayıpları bir miktar ortadan kaldırıldığı için hassasiyet artmıştır. Çatal titreşimini sabit tutmak için transistör devresiyle kontrol edilen bir bobin devresi vardır. Bobine elektrik akımı transistör devresiyle açılıp kapandığı için zaman kaybı yoktur. Bobin enerjilendikçe çatalı titreştirir. Çatalın her titreşimi indeks dişlisinin dönmesine sebep olur. İndeks dişlisi 300 diş ihtiva ettiği için, saniyede bir tur atar. Bu tip saatler uydularda ve uzay araçlarında kullanılır.
Elektronik kuartz saatler: Mikro elektronikteki ilerlemeler, kuartz saatin yapılmasına imkan sağlamıştır. İki türlü kuartz saat vardır. Birinci türde, kuartz asilatör, alternatif akım üretir. Bu akım bir motoru tahrik eder. İkinci türde ise, hareketli hiçbir kısım yoktur. Bu türde kuartz yine asilatör olarak çalışır. Fakat bu asilatör frekansı yüksek olup, elektronik devreleri sürer. Saat sıvı kristal veya ışık veren diyod (LED) göstergeden okunur. Kuartz saatler, çok az enerjiyle çalışırlar. Titreşim, kristal ile kontrol edildiğinden hassasiyet binler mertebesinde artmıştır. Güneş enerjisini depo ederek çalışan kuartz saatler yapılmıştır. Bu saatlerde hata, senede bir dakikayı geçmez.